Türkiye şehirlerindeki dönüşümü konuşuyor: Şehirler ve bölgeler plancılarını bekliyor...
Kocaeli Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama bölüm başkanı Asst. Prof. Ahmet Kıvanç Kutluca ile Şehir ve Bölge Planlama hakkında konuştuk.
Akademik kariyeriniz ve yaptığınız çalışmalar hakkında konuşalım isterim. Değerli çalışmalarınızı bize anlatır mısınız ?
Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi'nde Şehir ve Bölge Planlama bölüm başkanıyım. 10 sene mimarlık fakültesinde çalıştım sonra şehir ve bölge planlama bölümüne geçtim. Lisans ve lisansüstü programlarda eğitim veriyorum.
1998'de yüksek lisansı afet üzerine İzmir'de Ege Üniversitesi'nde çok aktif çalıştım. Belediyenin yaptığı çalışmalarda görev aldım. Doktora çalışmamı yenilenebilir enerji kaynakları ( jeotermal kaynaklar) ve kentlerin nasıl tasarlanabileceği üzerine yaptım.
Kocaeli Şehir ve Bölge Planlamacıları oda başkanı oldum. 2011-2015 arasında İstanbul Şehir ve Bölge Planlamacıları odasına üye oldum. Doktora çalışmamı afet ve depremsellik üzerine indirgedim. Akademisyenler olarak Kocaeli'de afet üzerine çok ciddi çalışmalar yaptık. Ekibimle Üst ölçekli kentsel strateji bölge planı çalışmaları yaptık. Şuanda Afet bölgelerinde kent planlaması diye yüksek lisans bölümünde ders vermekteyim.
Şehir ve Bölge Planlama Bölümü hakkında bilgi verir misiniz?
Şehir ve Bölge Planlama Bölümü çok disiplinli bir meslektir. Mimarlık fakültesi adı altında kuruldu. Türkiye de ODTÜ'de ilk olarak temelleri atıldı. Şehir plancısı kentte dönen ekonomiyi bilmesi, sosyolojiyi anlaması, mimarlık ve harita mühendisi ile doğru çalışması şarttır. Kentteki dinamik süreçleri arabuluculuk yöntemiyle insanları bir araya getiren meslek dalıdır.
Şehir ve bölge plancıları olarak kentte yaşayan insanın dinamik dediğimiz bir arada yaşayan sinerjiden gelecekte nasıl olması gerektiğini bilmemiz önemlidir. Mekansal öyküye hakim olması bizim meslekte olmazsa olmasımızdır.
Ali Can Taştemel ve Asst Prof. Kıvanç Kutluca |
Şehir bölge planlama binaların yüksekliğinden ibaret değildir!
Asst Prof. Kıvanç KUTLUCA
Bu konu plan ve program çerçevesinde ilerlemesi lazım. Kanunumuzun hala daha problemli noktaları var.
Çok hızlıca binayı tahliye etmek gerekir. nereye gideceksiniz ne yapacaksınız bunlar problem. Dolayısıyla bunun bir plan program çerçevesinde yapılması gerek. Burda yerel yönetimlerin payı ve müteahhitlerin payı var. Müteahhit maksimum kar elde etmek isteyecektir. Kazancını maksimize edeceği alanı iyi seçmek istiyor. Tek tip bir maliyet Türkiye'de bölgeden bölgeye farklılaşmaz. Fakat satış fiyatları muazzam farklıdır. Müteahhit gelirini en maksimize ettiği bölgeye gitmek ister. Bizim bunları organize etmemiz gerekiyor. Öncelik olarak organizasyonu yapmamız gerekir.
Planlamada etaplama yapmak gerekir. Deprem de çok önemlidir. Afette de önemlidir Sıralama yaparak en problemli tehlikeli riskli alandan başlayıp o sırada ilerlemesi gerekir.
Mülk sahipleri ortak olarak birlikte hareket edilmeli. Deprem master planında tehlikeli alanların olduğu yerde kentsel dönüşüm yapılmalıdır.
Binanız riskli ise bir an önce panikle yapılacak bir iş değil. Temkinli olmak gerekir. Apartmandaki insanların birlikte hareket edeceği komşuların birlikte dialoğa girmesi gerekir. Vatandaşlarımızın Mimarlar Odası, İnşaat Odası ve Planlama Odalarından ve belediyelere gidip destek almaları gerekiyor. Bilgi almadan panikle yapılacak bir iş değil. Süreç uzun, sancılı ve meşakkatli.
6306 sayılı kanunla ''Afet Riskli Alanların Dönüştürülmesi ''Risksiz Yapı'' kavramı ortaya çıktı. İstanbul'un Kentsel Dönüşümü haritaları 2012 yılında çıktı her sene yönetmelikle revize oldu. Afet riskli alanlar çalışması ile bu alan riskli alan değil. Müteahhitlerin üzerinde daha fazla yoğunlaştığı yerler afet riskinin olmadığı yerler. Kentsel dönüşüm alanları depremde yıkılacak alan değil çakışma var.
Deprem Master Planı dediğimiz üst ölçekli plan ve program belirledikleri bir program.
Gelecekte olası bir afette nasıl bir kurgu ve planlama var ondan söz edebilir misiniz ?
Herkesin afet sırasında bir rolü var.
6 Şubat'ta yaşanan deprem bizim için ikinci bir milat olsun. Afet her şekilde karşımıza çıkacak. Doğal afetlere karşı reaksiyon göstermemiz. Afete karşı dirençli kentler yaratmak. Dirençli kentleri planlamamız gerekiyor. Afet öncesi, afet sırası ve afet sonrası. Afet sırasında en önemli faktör insan. Evinden en kısa sürede tahliye olacağını bileceksin. Mahallede afet organizasyonu olacak. Afet toplanma alanının neresi olduğunu bileceksin. Afet sonrasında çadırların kurulacağı yer, yardım götüren araçların gideceği yer. Afet sonrasında organizasyon önemli. İnşaat işçileri, madenciler, sağlık çalışanlarının önemini gördük.Her ilden giden yardımlar orada kaos yarattı. Bizler bir sonraki afet için afet planına başlıyoruz. Bir sonraki depreme biz kenti nasıl planlayacağız. Yanlış yer seçtiğimiz bölgeleri tahliye edeceğiz. Seçenekli sonuçlar üreteceğiz. Uygun mimarı ve inşaat teknikleriyle inşaat yapacağız.
Deprem toplanma alanlarının kentlerdeki durumundan bahseder misiniz?
Siyasetten bağımsız yerel yönetim ile alakalı bir konu. Siyasetten bağımsız olarak başka bir anlayış. 1999 depreminden sonra deprem toplanma alanlarının %85'nin yapılaşmaya açılmıştır şeklinde bilgi vardır. Buralarda lüks konut, rezidans, alışveriş merkezi gibi günümüzün trend aktiviteleri gibi rantın maksimize olduğu alanlar.
Güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık
YanıtlaSilSöylenecek fazla bir şey yok... Anca böyle bilen kişilere GÜVENEREK umudumuzu ve ümidimizi yitirmeden yaşayabiliriz bu ülkede. Başka çaremiz yok gerçekten!!! Doğayı sevdiğimiz gibi, onu anlayarak ve ona ASLA meydan okumayarak birlikte doğru yolda ilerlememiz gerekiyor. Umarım artık ders çıkarmışızdır. Aksi takdirde daha çok canlar kaybederiz bu ülkede. Düşüncesi bile içimizi çok acıtıyor. Böyle acılar yaşanmasın artık. Depremler oluyor diye dua etmemiz gerekirken, depremlerden korkar olduk. .. Ama unutmayalım; hata doğada değil, bizde!
YanıtlaSilİnşallah hep birlikte güzel günlere...
Bu konuyu ve bu değerli konuğun söylediklerini kaleme alan elleriniz dert görmesin. Devamını beklemekteyiz... Kolaylıklar dilerim